22 Haz 2013

Sözüm meclisten de içeri !

şaşkınlığın doğurduğu yenilenmişlikle
göze görünmeyen bir kirliliğin belirsizliği,,,
ufacık bir ayrıntıda içinin köklerinden kopması
gibi,,,
harfi harfine toparlanılmamış yarım kalan
bir mektubun giriş cümlesi
ya da....
bir şiirin anlamsızlıklar içinde kıvranması,,

varlığı anlamlandıran
bir rüzgarın esişiyle
ağaçların uyanması oldu..
direnişin kalbine giden yol
yapraklardaki damarlardır.
okyanusta atan milyonlarca yürek
hiç sönmeyecek bir barikatın
hiç sönmeyecek bir güneşin
hiç sönmeyecek bir isyanın
sembolü oldu !











Bu daha başlangıç mücadeleye devam !


14 Eyl 2012

Öldürmeyeceksin! Hermann Hesse

Biz gönül erleri, biz sanatçılar, biz görücüler, biz soytarılar, biz geleceği düşlerinde yaşatanlar ağaçları yarınlar için dikeceğiz. Diktiğimiz ağaçlardan pek çoğu yeşerip, boy atamayacak belki, pek çok fidan kuruyacak, düşlerimizden pek çoğunun yanılgılar, sapa yollar, başarısız girişimler olduğu görülecek. Varsın öyle olsun !

Evlilikte Ufak Tefek Cinayetler/ Eric-Emmanuel SCHMITT

GILLES- Geri döndüm Lisa,buraya döndüm,hayatımıza,evliliğimize.Hafızamı kazadan sonra kaybetmedim hayır,kazadan önce öyleydim.Hafızamı kaybetmiştim.Çünkü günlerimi,gecelerimi seninle geçiriyordum; ama kendime farklı bir hikaye anlatıyordum. Hafızamı kaybetmiştim; çünkü çüküm sana kalkıyordu; ama göz göre göre başkalarına bakıyordum. Hafızamı kaybetmiştim; çünkü sana karşı baş edilemez bir duygu besliyordum ve küçük itkilerimden söz etmeyi tercih ediyordum. Hafızamı kaybetmiştim; çünkü aslında sana sadıktım; ama bunu itiraf etmektense gebermeyi tercih ediyordum. Sana tapıyordum ve bunu sana söylemeyi unutuyordum. Ben yalnızca bir erkeğim Lisa ve erkeklerin özelliği kaderlerini reddetmeleridir. Onlar özgürlüğü tercih ederler; ama bir amacı olmayan özgürlük nedir ki? İçi boş, kof, kararsız bir özgürlük hiçbir şeyi seçmeyen bir özgürlük, gel geç istekli bir özgürlük, koruyucu bir özgürlük. Erkekler özgürlüğü kullanmaktan çok, hayal ederler, onu kullanmak yerine bir rafta özenle korurlar.Orada özgürlük kurur,kemikleşir ve kendilerinden önce ölür. Çünkü özgürlük ancak kullanıldığında var olur. Erkekler içten içe hayalperesttirler. Bir şey yaşarlar; ama kendilerine başka bir şey anlatırlar. Hayatlarına sessizce kurguladıkları, arzuladıkları, hayal ettikleri gizli bir başka hayatı teyellerler. Senin kollarında bin kez tatmin olsam da, kendimi başka kadınları baştan çıkaracak güçte yırtıcı bir hayvan gibi görüyordum. Bu evden-hatta onu satın aldığımız gün bile-her an çekip gidebilmeyi umuyordum. Karada kendimi denizci, denizde ise bir inşaatçı gibi hissediyordum. Bir aşık olarak önümde hiç engel olmasın istiyordum. Koca olarak sadakatsiz olmayı arzuluyordum. Ben çift kişiydim. Lisa, çift kişiydim ve böyle olmakla gurur duyuyordum, gerçekle yetinmeyi bilmeyen, ona hayranlık duymayı beceremeyen; anca oradan kaçmak için bir yere yerleşen ben'le yan yana yürüyordum. Seni ne kadar çok sevdiğimi, bunu sana söyleyemiyordum: Bu, ikimize kelepçe vurmak anlamına geliyordu.

Evliliğimizin en büyük serüvenim olduğunu kabullenmek, ikimizin benimle dalga geçmesine neden olacaktı. İşte geri döndüm. İkizimi hastanede bıraktım. Onu senin darben öldürdü. Huzursuz ruhu şad olsun. Kimse onu özlemeyecek. (Acı ile Lisa'ya bakar.) Seni seviyorum Lisa. Bizim için yaptıklarından ötürü seni kıskanıyorum. Seni seviyorum; çünkü sevecen değilsin. Seni seviyorum; çünkü bana kafa tutuyorsun. Seni seviyorum; çünkü bana vurabilecek güçtesin. Seni seviyorum; çünkü benim için hala güzel bir yabancısın. Seni seviyorum; çünkü ancak sen çok istediğinde benimle sevişirsin.

LİSA- Ya seni öldürürsem?

GILLES- Öleceksem senin elinden olsun isterim. Yokluğun beni öldürmeyecek, beni zehirleyecektir. Kal lütfen, benimle kal. Başka kadın istemiyorum. Başka katil istemiyorum.

25 Tem 2012

sgyh.hk

bir soluk bir nefes tek bir cümlenin bile bozuk olduğu durumlar vardır
ölümün bile çekici geldiği
ölümle bile sevişmek istediğiniz anlar olur
rüyanda yandığını gördüğün zaman uyandığında gerçekten kalbinin acıdığını nereden bilebilirsin ki?
bazen nefret edersin
bazen seversin
bazen tükürerek aşık olmak istersin
bazense gerçekten siktir olup gitmek istersin !

GERÇEKTEN ÖZGÜR OLDUĞUNDA !

16 Ağu 2011

0

Kazım  gibi ''ben sadece ben olmak istiyorum''.

2 Ağu 2011

0

insanları fetişme sürükleyen bir hastalıktır sevişmek !

9 Tem 2011

Küçük Arı 'dan


Kötü insanlar değilsiniz siz.Siz bugüne körsünüz,biz geleceğe.Mülteci gözetim merkezinde bana,''Sizlerin,siz Afrikalıların buraya gelme nedeni,orada iyi bir yönetim kurmaktan aciz olmanızdır,''diye açıkladıkları zaman gülümserdim...Onlara,köyümün yakınında,kıyısının altındaki oyuklarda,solgun ve kör balıkların yaşadığı geniş ve derin bir nehir olduğunu söylerdim.''O oyuklarda hiç ışık yoktur,bu yüzden bin nesil sonra bu türün görme yetisi yok olacaktır.Ne demek istediğimi anlıyor musunuz?''derdim gözetim memurlarına.''Işık olmadan gözlerin görmesini nasıl koruyabilirsiniz?Gelecek olmadan bir yönetime nasıl vizyon sağlayabilirsiniz?Benim dünyamda istediğimiz kadar sıkı çalışabilirdik.Çok çalışkan bir Öğle Vakti İçişleri bakanımız olabilirdi.Geç Öğleden Sonrasının En Huzurlu Kısmı için mükemmel bir başbakanımız olabilirdi.Ama alacakaranlıkta Bizim dünyamız kaybolur.Günden sonra görünemez;çünkü siz yarını aldınız.Ve gözlerinizin önünde yarın olduğu için,bugününüzü göremiyorsunuz.

3 Tem 2011

Çoğunluk ?

Dünyayı kurtaracak olan çoğunluk mu ?
Ya da dünyayı yaşanılacak bir yer haline getiren çoğunluk mu ?
Eşitsizliğinde eşitsizliği çoğunluk mu?

Hiçbir zaman hiç olmayı başaran çoğunluk
Sessiz çığlıklarıyla dünyayı kurtarmaya yeltenen asil çoğunluk
Yeşili maviye yakıştıran,
Siyahı hep dışlayan
Çoğunluk ?

29 Haz 2011

0

İnsan mutsuzluğuyla sevişmeliymiş
İşte bizi farklı kılanda mutsuzluğumuzla mutlu olmamızmış

17 Haz 2011

0

Sadece eksilmişliğin verdiği koca bir boşlukla nefes almaya çalışıyorum
Sorular cevaplar sorular cevaplar
Saçma cevaplar , sorular ise bi o kadar kısırdöngü
Tekdüzeliğe alışılmışlığın verdiği ot bir beyin

7 May 2011

Eskitme Sen

Duvarların nemi akmış
köşelerin arasına sıkışmış böcek misali
kabarıyor duvarlar
Yapıştırılmış fotoğraflar birer birer soluyor
eskitme duvarlarda
Soldurmaya hazır her şey rengini..
Karanlık gibi çöküyor üzerime
bu şehir
Tüm çıkmaz sokaklara adını fısıldıyorum
Denizi olmayan bir şehirde kürek çekiyorum var gücümle !!

1 May 2011

Sıkılmış Bir Can

Ayy canım çok sıkıldı , 1990 ve 1997 versiyonları çalıyor ''gelmiyorsun'' şarkısının ve ben en çok 90 versiyonunu seviyorum daha çok ağlak :)) Hani hastaydım ya ben burnum akıyorduya sürekli ulan burnumdaki sümükleri sile sile burnum soyulmuş hep,bende az yolim dedim şu kabukları :)) HAYY!! Yolmaz olaydım aq küçücük minnacık bi parça soydum tam 5 saat o küçücük yer kanadı evet evet abartmıyorum 15 tane peçete kanrevan oldu aq sanki adam öldürdüm , sanki kaşım patladı , sanki ağzım yırtıldı , sanki kafam yarıldı sanki sanki sanki sanki sanki vs..  :D ay o neydi öyle benimde baya kanım varmış bilseydim kan verirdim hep boşa gitti :D:D Yok daha da öle bi mallık yapmam hala burnumun ucu sızlıyor :( kafam da acayip kokmaya başladı rasta saç derisi hava alıyor diye s*klemiyoruz pek bar bağlicak bu gidişle..
Hmmm başka da bişe yok

26 Nis 2011

Sanatı öldüren ülke

Kafama takılan noktalar var. Mesela şu ''ucube'' heykelin yıkılması gibi.. Ya ben anlayamıyorum biz bu zihniyetle bir de AB 'ye girmeye kalkıyoruz hangi g*tle girecekler , hangi zihniyetle girecekler çok merak ediyorum.(gerçi AB yanlısı değilim , olmaya da niyetim yok) Daha sanatına sahip çıkmayan , sanatçıyı anlayamayan (anlayacakta kapasitede olmayan ) insanalrın başımıza kral kesilmeleri gerçekten içler acısı bir durum. Mehmet Aksoy geçen bir haber programına çıkmıştı , bir sanatçıyı nasıl mağdur ettiklerini , nasıl yasaların ihlal edildiğini  bir kere daha gördüm. Yapmayacaksın bu ülke için hiçbir şey , ne kitap yazacaksın , ne heykel dikeceksin , ne müzik yapacaksın , ne de sansürsüz film çekeceksin ! Valla atarlar içeri benden söylemesi !

İmamın Ordusu için de geçerli bütün bunlar ; ama şöyle bir durum var kitap basılmadan hemen Ahmet Şık'ı içeri attılar ve bu medyada patladı. E insanlarda haliyle kitabı merak ettiler ve internetten kopyasına ulaşmaya çalıştılar. Olayın medyada patlaması kitaba olan merakı arttırdı , yani siz istediğiniz kadar gazeteciyi içeri alın susturun ! Ama bu halkı öyle kolay kolay susturamazsınız ! Belki Gazeteci içeri alınmasaydı  kitaba bi müdahale olmadan kitap basılsaydı bu kadar kişiye ulaşamayacaktı kitap insanlar adını bile duymayacaktı belki. Çünkü okumayan bir toplumda yaşıyoruz , nerde piyasa , nerde sansasyonel bir olay var ona odaklanıyoruz. O yüzden bir bakıma medyada patlaması iyi oldu. Ama kalkıpta ''bu ülkede demokrasi var '' demek biraz g*tlük yapmaya benzer !!

25 Nis 2011

Gribal Enfeksiyon.

Acayip bir ritim içinde sol gözümle ağzımdan fışkıran hapşırıklaar ! İkisi bir olup burnumdan getiriyorlar !!
Bir türlü bitiremediğim kitabı bitiricem bu akşam ve bi türlü çözemediğim testlerimde ağlak bir suratla bana bakacaklar ve ''biz sana haziran ayında soracağız'' deyip köşelerine çekilecekler ! Bende ''Haaasssssiikkkktiirr ''deyip konuyu özetliyorum :)

24 Nis 2011

Gribal Enfeksiyon

Sevdiğim bir diziyi bekler gibi bekliyorum seni  sevgili :)) negzel oldu bu. Üzerimde annemden kalma öksürük , hapşırık ve bi sürü sümüklü mendil var.. Happşuuuuuuuuuuuuuuu !!!!! Ağzımdan hapşırdım bu sefer , ulan bir de sol gözüm yaşarıyor arada bir yaş akıyor.. Grip olmayalı bi kaç sene olmuştu , acısını çıkarıyor hargele.. Neyse çekirdeğimi çitleyip 3ü 1 arada yudumlayarak Behzat Ç. 'yi izleyeceğim ..

23 Nis 2011

Eskiz

Taze bir ayrılık kokusu tütüyor bedenimde
Belli belirsiz
Ne tatlı ne acı
Ahlaksız bir yaz yağmuru kadar masum
Eski kadar yeni
Yeni kadar eski..

Patti Smith | Çoluk Çocuk

'' Bitmemiş şarkılar ve terk edilmiş şiirlerle kuşatılmış,dağılmış,hatta felce uğramıştım.İlerleyebildiğim kadar ilerliyor , sonra hayalimde yarattığım duvarlara tosluyordum.Daha sonra tanıştığım biri bana sırrını verdi; oldukça basitti. Bir duvara tosladığında,tekmeyi bas! ''/Patti Lee


Bir yazar ancak bu kadar derin anlatabilirdi hayatını ...300 sayfalık bir hayat değildi onunkisi...Bu kadar sayfaya duygu yoğunlukları dar gelmiş adeta taşmış hem sayfalardan hem de bütün okuyanların ruhundan...
Hiçbir kitap rüyama girip bu denli gerçeğin içinde yaşatmamıştı beni , sanki Patti 'nin yerine ben geçiyordum ve tekrar tekrar kitaptaki sözlerini bağırıp,çağırarark söylüyordum...

22 Nis 2011

Sabahları

Saat 8'de çaldığında içimden sayısızca küfürler yağdırdım , ulan bu dersaneninde bu sisteminde , bu müfredatında , ulan da ulan ... diye saydırmaya başladım bu ilk değildi kesinlikle haftanın 4 günü de böyle. Hayatım rutine binmeye başlayalı çok olmadı sadece 20 sene :)) Ve her sabah şöyle diyorum ''eve bi gelim ulan varya bir uyicam uyicam bir daha da kalmayacağım ta ki salı gününe kadar '' :)) bunu hiç uygulayamadım eve her gelişimde dipçik gibi kesiliyorum :) dersin 20 saat uyumuşta uykusunu almış zinde bir insan :)) ..Sabahtan kalkmaktan nefret ediyorum ha birde sabahtan uyandırılmaktan çok sinirli oluyorum o zaman aman dikkaat !!!
Aslında insan müzik dinleyerekte dinlenebiliyormuş , bir coldplay eşliğinde ♫♪♪♪♫ ne de güzeldir ;)